Hikayemiz
Zeytinyağı ticareti zaten antik Yunan’ın da temelini oluşturuyordu. Truva’dan sonra bu ticaret tamamen Ege’nin karşı kıyısına geçmişti. Ta ki… Truva’nın intikamı alınana kadar.
İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet “Truva’nın intikamını aldık,” derken eski bir medeniyetin ve sahip olduğu güzelliklerin dünyayla tekrar entegrasyonunu kastediyordu.
Bunlardan en önemlisi ise zeytin ve zeytinyağı…Bugün Annapurna, bu entegrasyonu zirveye taşıyor. Çünkü Ege zeytininin, dolayısıyla zeytinyağının en güzeli, en doğalı ve en lezzetlisi, Ege’nin Anadolu yakasında yer alır.Zeytin hasatının en kalitelisini büyük bir tecrübeyle takip eden Annapurna, soğuk sıkım ile ürettiği zeytinyağlarını, asırlar öncesinin lezzetiyle sevenlerine sunuyor.
Zeytinyağı üretiminin orijinaline sadık kalan Annapurna, aynı zamanda çeşni katarak ürettiği alternatiflerle de farklı damak zevklerine hitap ediyor.Hani derler ya sağlıklı ürünler lezzetsizdir, sağlıksız olanlar ise lezzetli.
Hayır! Sağlıklı ürünler de lezzetli olabilir.
İster kendi mutfağınızda yemelik, ister sevdiklerinize hediyelik…
Ege’nin Ruhu Sofralarınıza Taşınıyor
Antik Yunan’dan Ege’nin sıcak kıyılarına uzanan asırlık tarifin saflıkla ve sağlıkla sofralarınıza ulaşması için, parlak güneşin altında, ılık meltemlerle yetişen zeytinleri iyi tarım ve organik tarım sertifikası ile tarım yapılan bahçelerden özenle seçiyoruz.
Zeytin uzmanları olarak, her zeytini kendi bahçesinden, kendi türünden bir araya topluyor ve özenle ayırıyoruz. Çünkü iyi bir zeytinyağı elde etmenin ilk önceliği bu. Tüm doğallığıyla topladığımız zeytinleri, özündeki tüm saflığı koruyarak, hasattan sonra hiç bekletmeden üretim tesislerimize taşıyoruz. Kusurlu zeytinleri ayıklayarak, sıkılacak zeytinlerin kalite kontrolünü zaman kaybetmeden yapıyoruz. Sonrasında özel filtrelenmiş yıkama suyuyla çift yıkamalı sistemden geçirerek güzelce temizliyoruz ve sıkıma hazır hale getiriyoruz.
3000 Yıllık Tarifler Modern Teknolojilerle Buluşuyor
Her birini kendi bahçesinden özenle toplayıp tüm doğallığını koruduğumuz zeytinleri, ISO 22000 ve ISO 9000 sertifikalı seçilmiş tesislerde soğuk sıkım yöntemi ile sıkmaya başlıyoruz. Özel dizayn edilen ve soğuk sıkım yapan makinelerimiz ile zeytin hamurunu belirli soğuklukta tutarak, üretimin tüm aşamalarında üstün kalite standardına özen gösteriyoruz.
Zeytinyağının Ruhundan Anlıyoruz
Zeytinyağı sıkıldıktan sonra ısı, güneş ve oksijene maruz kalmaması son aşama için çok önemli. Bu sebeple zeytinyağımızı, 18-20 derecede sabitlenmiş ve ürünlerimiz için özel olarak iklimlendirilmiş depomuzda, koyu renk camlı UV filtreli şişelerimizin içinde, oksijen ile teması kesen özel kapaklarımızla, güneş ışığına maruz kalmadan saklıyoruz.
Özenle hazırladığımız ve ‘ender-i nâdirat’ dediğimiz, yani nâdirin de nâdiri kalitedeki zümrüt yeşili zeytinyağımız sofralarınıza işte tüm bu aşamalardan geçerek titizlikle ulaşıyor.
Sizlere de evlerinizde zeytinyağlarınızı ısıdan ve güneşten uzak tutmanızı tavsiye ediyor ve afiyet olsun diyoruz.